Yaşam Koçları-Öğrenci Koçları-Aile Koçları 0544-7243650
ekremculfa@hotmail.com
ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI
06/01/2012 ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞIAlışveriş Tutkusu Hastalık Mıdır? Bir kimsenin daha önceden hiç düşünmediği ve hiç ihtiyacı olmadığı halde kişi kendisini sıkıntılı ve mutsuz hissettiği bir zamanda bir çok şeyi satın alıyor, sonra da bundan rahatsızlık duyuyorsa ve buna rağmen kişi bu davranışları halen tekrar tekrar yapıp bu da kişiyi ekonomik yönden sıkıntıya sokuyorsa buna ‘’hastalık’’ ya da ‘’patalojik durum’’ denilebilir. Yani bir anlamda kişide kriz gibi bir alışveriş tutkusu başlar. Hastalar ‘’Param var mı? Yok mu? diye düşünmeden önüne gelen her şeyi satın alır, kişi alışveriş yapamadığı zaman ise sıkıntı duyar ve kendini kötü hisseder. Bu tür hastalar o an kendilerine hakim olamayıp çok fazla alışveriş yaptıkları için sonradan suçluluk duygusuna kapılırlar. Alışveriş dürtüsünün ana nedenleri ise özgüven eksikliği, yalnızlık gibi faktörlerdir. Kişileri Alışveriş Hastalığına İten Koşullar Nelerdir? Hayatta çeşitli nedenlerle mutsuz olan, yalnızlık, engellenme ve öfke duyguları yaşayan ve kendini ifade edemeyen kişiler daha fazla alışveriş yaparlar. Kişiler bu şekilde alışveriş yaparak kendilerini önemseyip kısa bir süre içinde olsa haz duyarlar. Üreticilerin ise sürekli olarak tüketimi keşfetmeleri, maddi şeylere sahip olmanın kişiyi daha önemli yapacağı şeklinde izlenim yaratmaları da kişide alışveriş isteğini arttırmaktadır. Ailelere baktığımızda ise çocuklarıyla sağlıklı ve doyurucu ilişki kuramayan sosyo- ekonomik düzeyi yüksek anne- babaların da bu eksikliği onlara bir şeyler satın alarak tamamlamaya çalıştıklarını bu gibi davranışların da çocuklarda gelecekte alışveriş hastalığının ortaya çıkmasına sebep verdiği gözlenmiştir. Yapılan Araştırmalar: Yapılan araştırmalar alışveriş hastalığının kadınlarda erkeklere oranla % 90 daha fazla olduğunu gösteriyor. Kadınlarda; takılar, ev eşyaları, bir gecelik ve bir düğünlük kıyafetler sivrilmiş durumdayken. Erkeklerde ise durum elektronik eşyalar( cep telf. vb.) ve parçaları silah, tüfek, otomobil parçaları ve aksesuarları sivrilmiş durumdadır. Geçenlerde radyoda dinlediğim bir istatistik sonucuna göre; Kadınların yüzde % 22’ si en fazla 10 çift ayakkabının kendisine yeterli olduğunu söylerken, % 27’ si 10- 15, % 24’ ü 15-20 , % 5 ‘inin 100 çiftten fazla ayakkabısının olduğundan bahsediyordu. Enteresan olan sonuç ise aralarında sadece bir- iki kere giyilmiş veya hiç giyilmemiş olanlar da vardır. Yapılan bir araştırmaya göre ise kadınlar alışverişi adet dönemlerindeki hormonal değişikliklerden dolayı meydana gelen olumsuz duygularıyla baş etme yöntemi olarak görüyorlar. Araştırma için 443 kadına alışveriş alışkanlıkları hakkında sorular soruldu. Bu gruptaki 153 kadın adet döngüleri ile uyan etaplarında harcamaları konusunda daha az kontrollü davranabildiklerini belirttiler. Anketi yürüten Hert Ferdştire Üniversitesi Prof.’ Ü Karen Pine şu açıklamayı yaptı: ‘’ Adet döneminden hemen önceki günde kadınlar kontrolsüz, dürtüsel ve ölçüsüz harcamalar yapabiliyor’’. Harcama davranışı yoğun duygulara karşı bir tepki niteliği taşıyor. Kadınlar adet dönemlerinden önce stresini depresif hissediyor ve dolayısıyla alışverişi kendilerini neşelendirerek ve duygusal durumlarını düzeltmek için çıkar bir yol olarak görüyorlar. Acaba Ben Alışveriş Hastası mıyım? sorusunun cevabını kendinizde merak ediyorsanız? • Kendinizi teselli etmek, dinlendirmek veya ödüllendirmek için mi alışveriş yapıyorsunuz? • Alışveriş yaparken kendinizi mutsuz mu hissediyorsunuz? • İhtiyacınız olmadığı halde bir şeyler mi alıyorsunuz? • Satın aldıktan sonra aldığınız şeyin gereksiz mi olduğunu düşünüyorsunuz? • Bütçenizin dışına çıkarak ekonomik durumunuzu çıkmaza mı sokuyorsunuz? • Yaptığınız gereksiz alışverişler; mesleğinizi, boş zamanlarınızı ve aile içi ilişkilerinizi olumsuz mu etkiliyor? • İçinizden sürekli alışveriş yapma isteği mi duyuyorsunuz? Yukarıda sorulan sorulara verilen ‘’ EVET’’ sorusunun çokluğu alışveriş tutkusuna kapıldığınızın belirtileridir. Peki Alışverişe Giderken Almamız Gereken Önlemler Nelerdir? • Kişinin kendisini mutsuz, sıkıntılı yapan ve yalnız hissetmesine neden olan şeyler neler ise onları çözmeye başlayarak işe başlanmalıdır. Örneğin; Hiç arkadaşı olmayan bir kimse neden hiç arkadaşım yok diye kafa yormalıdır. Çevresinde çok insan olmasına rağmen neden yalnızlık çektiğinin neden bu kimselerle yeterli paylaşımı yapamadığını, kendisinden mi yoksa çevresinden mi kaynaklanan sorunlar olduğunu araştırmalıdır (Bireysel farkındalık). • Alışverişe giderken elinizde her zaman liste ile gidin. Listede alacaklarınız bellidir ve başka şeylere yönelmezsiniz. Amaç sizi harekete geçiren dürtüye göre değil de ihtiyacınıza göre davranmaya teşvik etmektir. • Eğer kontrol sorunu yaşıyorsanız, alışverişe gittiğinizde üzerinizde çok fazla nakit para veya kredi kartı almamalısınız. • Gıda alışverişi yapacak isek, mutlaka karnınız tok gitmelisiniz. Aksi takdirde aç karın her şeyi almak- yemek ister. Size yanlış seçimler yaptırabilir. • Mümkün olduğunca kredi kartı kullanmayınız. • Acil ihtiyaçlar için ek hesap kullanılabilir. • Eğer çocuklarınızla alışveriş yapmanız gerekirse çocuğunuzun pazarlığı bozmaya çalışması halinde taviz vermeyiniz. • Alışveriş öncesi ortalama harcama bütçenizi belirleyiniz. Alışveriş çılgınlığına hep müşteri açısından baktık. Aslında olayın birde satıcı boyutu var. Ne gibi? İnsanların psikolojik durumlarını bilen satıcılar nasıl davranır, ne gibi taktitler uygular? Yapılan araştırmalardan bir alıntıyı sunuyorum: Bir perakende satış mağazasının iş yapıp yapmacağını değerlendiren ve optimum potansiyel ile tasarlamasına yardımcı olan çalışma sahasına ‘’perakende satış antropolojisi’’ denir… Alışveriş merkezlerinin, mağazalarının, tanıtım standlarının ve ürün reyonlarının tasarlanmasında mimarlar ve endüstri tasarımcıları kadar psikologlarda aktif rol alır. Psikolojinin bu sahası ‘’Bilişsel Ergonomi’’ olarak adlandırılır; temel olarak, insanların nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davrandığı konusundaki dinamikler üzerinde çalışır. Araştımalara göre marketlerin satış politikası; • İnsanların çoğu sağ ellerini kullanırlar ve bir alışveriş merkezine girdikleri zaman da sağ tarafa yönelirler; bu nedenle büyük ve kar marjı yüksek yüksek mağazaların çoğu koridorun ya da katın sağ tarafında yer alır… • Tüm reklam, tanıtım ve promosyonlarda, olabildiğince beş duyunun tamamına ya da en azından çoğuna hitap edebilecek uyaranlar kullanılmasına özen gösterilir. • Temel tüketim ürünleri (ekmek, süt, kuru gıdalar, kişisel bakım ve hijyen ürünleri gibi), genellikle market alanının tam ortasında bir yerlere yerleştirilir ki, nokta atışı olarak alışveriş yapan insanlar bir araya ulaşana kadar en uzun yolu kat etsin ve diğer reyon ya da diğer mağazaların önünden mutlaka geçsinler… Giyim mağazalarında, soyunma kabinlerinin mağazanın en sonunda yer almasının da sebebi aynıdır; yol üstünde başka reyonların ve başka ürünlerin önünden mecburen geçerken, dikkatinizi çekmek, aklınızı çelmek amacı güdülür… • Market sepetlerinin ya da arabalarının ebatları büyük tutulur; bu da bir göz ve algı yanılgısı yaratır; sepetin önemli bir bölümünün boş kalması, insana ‘’ az alışveriş yaptığı’’ ve ‘’daha fazla alışveriş yapabileceği yanılsamasını yaşatır… • Çok katlı alışveriş merkezlerinde, yürüyen merdivenler genellikle en hakim noktaya kurulur,inerken ya da çıkarken, alanın büyük bölümünü geniş bir açıyla görebileceğiniz bir biçimde sonuçlandırılır. Ve iki yürüyen merdiven arasında mutlaka mesafe bırakılır ki sadece katlar arasında ilerlemeye çalışırken bile insanlar maksimum mesafe yürüyüp maximum sayıda mağazayı ve reyonu görebilsinler… • Aynalar! Aynalar dikkatinizi çeker,sizi yavaşlatır,yürüme hızınız düşer böylelikle içeride maximum vakit geçirmenizi sağlar. • Promosyonlara süre koymak (‘’son 2 gün’’, son 10 dakika’’ gibi) v geri sayımın altını çizmek, insanları ‘’fırsatı kaçırmamalıyım’’ yanılsamasına sokar ve acele satın kararı verilmesini hızlandırır… • En pahalı ürünler kapının girişine yakın reyonlara yerleştirilirken en ucuz ürünler mağazanın en sonuna yerleştirilir; bu da bir algı yanılsaması yaratır. Kişi ilk gördüğü fiyatlarla, sonra gördüklerini karşılaştırınca,’’uygun’’ ve ‘’ucuz ‘’ olduğuna kanaat getirmesi ve satın alması kolaylaşır... • Cevabı ‘’Evet-Hayır’’ olan sorular sormak da yine bir satışçı taktiğidir; ‘’Yanında patates kızartması istermisiniz?’’ ya da ‘’Mönünüz büyük seçim olsun mu?’’ İstatistikler gösteriyor ki insanların yüzde 52’ si bu sorulara ‘’ Evet’’ yanıtını veriyor! Şunu unutmayın!!! ve alışverişe çıkarken her zaman kendinize şu soruyu sorun; Alışveriş ; sizin için İSTEK mi yoksa bir İHTİYAÇ mı? Hayatın anlamı sizin için ne? Unutmayın ki ‘’ Hayatın anlamı hayattan beklentilerinizle doğru orantılıdır’’ . (Eğer bu anlamda sorununuz varsa lütfen psikolojik danışmanlık alınız) . 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NEOFOBİ - 13/02/2012 |
NEOFOBİ |
çocuklarda parmak emme alışkanlığı - 02/02/2012 |
çocuklarda parmak emme alışkanlığı |
Altını Islatma (Anürezis) - 17/01/2012 |
Altını Islatma (Anürezis) |
Tuvalet Eğitimi - 11/01/2012 |
Tuvalet Eğitimi |
İŞ STRESİYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI - 07/01/2012 |
İŞ STRESİYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI |
UÇUŞ FOBİSİ - 07/01/2012 |
UÇUŞ FOBİSİ |
Stres Nedir?Trafikte Stres Nedir? - 07/01/2012 |
Stres Nedir?Trafikte Stres Nedir? |
İLİŞKİDE KISKANÇLIK - 07/01/2012 |
İLİŞKİDE KISKANÇLIK |
diyet ve psikoloji - 07/01/2012 |
diyet ve psikoloji |
Devamı |